SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

FEDAİLU’S-SAHABE BAHSİ

<< 799 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF’İN DEVAMI NİTELİĞİNDEKİ RİVAYETLERI:

 

121 - (799) حدثنا هداب بن خالد. حدثنا همام. حدثنا قتادة عن أنس بن مالك؛

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال لأبي "إن الله عز وجل أمرني أن أقرأ عليك" قال: آلله سماني لك؟ قال "الله سماك لي" قال فجعل أبي يبكي.

 

{121}

Bize Heddâb b. Hâlid rivayet etti. (Dediki): Bize Hemmam rivayet etti (Dediki): Bize Katâde, Enes b. Mâlik'den naklen rivâyet etti ki.:

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Ubey'ye :

 

«Gerçekten Allah (Azze ve Celle) sana Kur'ân okumamı bana emir buyurdu.» demiş. Übey :

 

— Benim adımı sana Allah mı andı? diye sormuş.

 

«(Evet!) Senin adını bana Allah andı.» buyurmuşlar. Bunun üzerine Übey ağlamaya başlamış.

 

 

122 - (799) حدثنا محمد بن المثنى وابن بشار. قالا: حدثنا محمد بن جعفر. حدثنا شعبة. قال: سمعت قتادة يحدث عن أنس بن مالك، قال.

 قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لأبي بن كعب "إن الله أمرني أن أقرأ عليك: لم يكن الذين كفروا" [98 /البينة/ 1] قال: وسماني؟ قال "نعم" قال فبكى.

 

{122}

Bize Muhammed b. Müsennâ ile İbni Beşşâr rivayet ettiler, (Dedilerki): Bize Muhammed b. Ca'fer rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Katade'yi Enes b. Mâlik'den naklen rivayet ederken dinledim. Enes şöyle demiş:

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Übey b. Ka'b'a :

 

«Gerçekten Allah sana Beyyine Sûresi'ni okumamı bana emir buyurdu.» dedi. Übey :

 

— Adımı da söyledi mi? diye sordu.

 

«Evet!.,» buyurdular. Bunun üzerine Übey ağladı.

 

 

122-م - (799) حدثنيه يحيى بن حبيب. حدثنا خالد (يعني ابن الحارث). حدثنا شعبة عن قتادة. قال: سمعت أنسا يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم لأبي. بمثله.

 

{m-122}

Bu hadisi bana Yahya b. Habib rivayet etti. (Dediki): Bize Hâlid (yâni; ibni Haris) rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be Katâde'den rivayet etti. (Demişki): Enes'i şunu söylerken işittim:

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) Übey'e şöyle buyurdular...

 

Râvi yukardaki hadisin mislini nakletmiştir.

 

 

İzah:

Bu rivayetleri Buhâri «Menâkıhu'l-Ensâr» ve «Tefsir» bahislerinde; Tirmizi «Menâkıb»'de; Nesâi «Menâkıb» ve «Tefsir» bahislerinde muhtelif râvilerden tahric etmişlerdir.

 

Hz.Übeyy'in ağlnasi sevincindendir. Kendini bu büyük nimete ve yüksek rütbeye küçük görmüştür.  Filhakika Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bu haberi Hz. Übey için iki cihetle büyük nimettir. Bunlardan biri ismiyle ta'yin edilmesidir. Bundan dolayı Hz. Übey «Adımı söyledi mi?» diye sormuş ve evet cevabını almıştır. Eu suretle nimet artmıştır. İkincisi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in kendisine «Beyyine» sûresini bizzat okumasıdır. Bu yalnız Hz. Übey'e mahsus büyük bir menkabedir. Bâzıları Hz. Übey'in bu nimetin şükründe kusur ederim korkusuyla ağladığını söylerler. Hz. Übey'e okunmak için bu sûrenin tahsisine gelince : Beyyine Sûresi kısa olmakla beraber bütün usûl ve kavâidi ve büyük mühimmatı ihtiva ettiği içindir. Zâten hâl kısadan kesmeyi iktiza ediyordu. Burada şöyle bir suâl hatıra gelebilir: Acaba bu sûreyi Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in okumasmdaki hikmet nedir? Niçin Übey (Radiyallahu anh)'in okuması emir bu-yurulmamıştır. Ma'ziri ile Kaadi İyad bu suâle şöyle cevap vermişlerdir: Buradaki hikmet Hz. Übey'in Kur'ân lâfızlarını, edasının şeklini, durak yerlerini ve şeriatını takdir ettiği üslûbla Kur'ân 'daki nağmeleri yapmayı öğrenmesidir. Kur'ân'ın haricinde yapılan nağmeler onunki gibi değildir. Her çeşit nağmenin ruhlara tesiri ayrıdır. Bâzıları buradaki hikmetin yetişecek iyi hâfıziara Kur'-ân 'ı mukabele etmek ve Kur'ân-ı Kerim'le diğer şer'i ilimler tahsil edilirken tevazu göstermek lâzım geldiğini öğretmektir. Bunda bir de halka Hz. Übey'in faziletini göstermek ve kendisinden Kur'ân öğrenmeye teşvik mânâsı vardır. Nitekim Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den sonra Hz. Übey, Kur'ân-ı Kerim hususunda kendisine baş vurulan meşhur bir imam ve reis olmuştur.